Bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı daha kutlayacağız.

Bu, Atamızın bizlere armağan ettiği dünyanın ilk çocuk bayramı aynı zamanda. 

Ulusal bayramlar çocukluğumu yaşadığım o yılların Malatya İsmet Paşa Nahiyesinde çok renkli ve keyifli geçtiği için derin izler bırakmıştı.

Ulusal bayramları başöğretmen ve öğretmenler sınırlı koşullarda sınırsız güzellikler yaratarak halka, topluma sunarlardı. 

Hazırlıklar aylar önce başlar. 

Öğretmenler arasında yapılan görevlendirmelerle programın eksiksiz yürütülmesi sağlanırdı.

Kız öğrencilerin krepon kâğıt elbiselerinin hazırlanması, önlerinde taşıyacakları bantların yazısı, halk oyunlarındaki özel giysilerin dikimi bayan öğretmenlerden oluşan bir ekip tarafından yapılırdı.

Okulumuzda o zamanlar diğer kentlerden gelen bayan öğretmenler de görevliydi. 

Bize batının sımsıcak havasını ve aydınlık yüzünü getirmişlerdi.

Bunlardan Hasena Öğretmen İstanbul'dan, Türkan ve Muhsine öğretmen ise İzmir'den görevlendirilerek gelmişti. 

Bayram kutlamaları kapsamında okunacak şiirler, oynanacak halk oyunları ve sahneye konacak temsil başöğretmenin denetiminde görevli erkek öğretmenler tarafından planlanırdı.

Müzik ekibini başöğretmen Akçadağ Köy Enstitüsü müdürü ile görüşerek sağlardı.

Köy Enstitüleri dendiğinde, silinmeyen anlarım ve anılarım gelir aklıma.

23 Nisan Bayramlarımıza düzgün kıyafetleri, özgüvenli ve disiplinli duruşlarıyla çok şey katan köy kökenli bu öğrenci abileri unutmadım ve unutamadım. 

Cumhuriyetimizin aydınlanma ve çağdaşlaşma projesi olan bu enstitüler 1940 yılında kurulmuştu.

Ayağında çarık ayakkabısı, üstü başı yırtık kıyafetli köy çocukları bu okullarda yetişip öğretmen oluyor ve köyüne döndüğünde onların eğitimini sağlıyordu. 

Buydu amaçlanan...

1950 yılında iktidar olanlar bu aydınlık ve ülkenin geleceğine ışık tutacak projeyi 1954 yılında ortadan kaldırdılar.

Kapatma da bir Amerikan projesiydi.

Köylünün çağdaşlaşması, eğitilmesi ve aydınlanması istenmediğinden şimdilerde TV programlarında eğitimi engellenmişlerin 'Akıl Almaz', 'Akla Sığmaz' olay ve davranışlarını ekranlarda görüyor ve büyük bir acı duyuyorum birey olarak.

İsmet Paşa Nahiyesindeki o bayramlarda halk hem çocuklarını seyretmek hem de bayramın bu özel bölümünün içinde olmak için büyük bir heyecanla salondaki yerlerini alır ve sonuna kadar müsamereyi coşku ve sevinçle izlerdi.

Toplumsal uyum, insanlık, karşılıklı sevgi, saygı, mutluluk ve tüm değerli hasletler bir aradaydı o zamanlar.

Ne güzel ve ne yaşanası günlermiş meğerse.

Karanlıktan aydınlığa bir yıldız gibi doğan Cumhuriyetimizin çocuklara armağan ettiği ''23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'' kutlu olsun.