Birileri bunu engellemeye kalkmamalı artık.
Yeter denmeli bilim dışı her şeye.
Tutturduk bir rezidans da, rezidans!
Akıllı ev de, akıllı ev!
Pancurlar otomatik olacakmış!
Klimalar cep telefonuyla uzaktan idare edilecekmiş!
Böyle evlerde oturunca farklı bir kişilikte olacağımızı, 
Ülke olarak da çok gelişmiş bir ülkede yaşayacağımızı sandık.
Araba düşkünlüğümüz gibi rezidans düşkünlüğümüzün de,
Bir başka ülke örneği bilemiyorum var mıdır?
Oysa ki biz,
''Tanrı'dan geldi.'' 
''Her şey kader'' diyen bir çoğunluğa sahibiz.
Şimdi yaşananların bir nedeni de, 
Abartılı yaşam özentisi ve rezidans düşkünlüğünün sonuçları olabilir.
Malatya'daki bazı yakınlarımın ve dostlarımın, 
Kaysı bahçelerinin olduğu sulak arazilerdeki çok yüksek katlı binalarda,  
Bilinçsizce yapılan villalarda oturduklarını duydukça şaşırıp kalıyordum.
Oysa ki, yörenin köklü yerlisi olan bu insanlar, 
Yemyeşil bir bahçe içinde tek ya da iki katlı evlerde doğup büyümüşlerdi.
Şimdi birçoğunun yeni evi yok oldu ya da çok hasarlı durumda.
Ülkenin yaklaşık 20 yılı aşan süredeki en büyük eksiği;
Bilime, bilimsel düşünceye uzak olmasıdır.
Müteahhit konusuna gelince; 
Almanya'da belli eğitimden geçmiş '3550' müteahhit olmasına karşın, '453497'sayısıyla belki de dünyada ilk durumdayız.
Bizde 18 yaşını bitirmiş en az lise mezunu (Birçoğu dışarıdan bitirmiş olabilir) Herkes, bu mesleği yapabiliyor. 
Binaların gerçek denetiminin olmadığının bilinmesine karşın, 
Yaşanan bu ağır felaketten sonra; 
Kayırmalar,
Dönen dolaplar, 
Rant oyunları son bulur mu?
Yakıp yıktığımız,
Tarım alanlarının üstüne dev beton yığınları kondurduğumuz ve
Sınırsız para hırsı ile,
Her şeyi mahvettiğimiz için, 
Doğa da şimdi bunun intikamını mı alıyor acaba?