Bu gün ‘ senior’ veya ‘ master’ denen spor kategorisinden söz edeceğim.
Ne alaka diyenler çıkabilirse de, basın yine, sansasyonal bulmadığı bu haberin üzerine düşmediğinden, gözlerden kaçtı ama….
Türkiye‘de bir ilk yaşandı. O da yine anlı şanlı 68 kuşağına nasip oldu!
Ben de o kuşağın bir mensubu olarak, bu konuyu köşeme taşıdım.
Bu kategori, 60 yaşın üzerinde sporcular arasındaki yarışları temsil eder. Çok da büyütülecek bir şey değildir. Ülkemizde de, dünyada olduğu gibi ‘çakı gibi’ denilen, yaş almış ihtiyar delikanlılar vardır ve sporu sevdirmeye devam ederler.
Ne var ki, aralarında Avrupa klasmanına girmiş çok kimse yoktur diye bilirim ama, Türkiye’de ilk kez 80 yaşında bir atlet olan Çiçek Solon Şensoy, geçtiğimiz günlerde yapılan 80 m. sürat koşusunda, sessiz sedasız Avrupa’nın en hızlı 4 kadınından biri oldu. Daha önce de Avrupa masterler salon şampiyonasında Tüm Zamanlar Balkan Rekoru ve yeni Türkiye Rekoru kırmıştı.
Çiçek Solon atletizme 1965 yılında başlamış. İstanbul Üniversitesi gazetecilik bölümünü bitirmiş. Pandemi döneminde de Anadolu Üniversitesi spor yönetimi bölümünü tamamlamış. Birçok birincilikleri Türkiye dereceleri var. Milli takıma seçilmiş daha sonra Milli takım antrenörlüğü yapmış. 1986 da Masterler Atletizm Kulübü'nün kuruluşunda yer almış.
Günümüzdeki yarışları şöyle anlatıyor:
‘’Master dalında ulusal veya uluslarası yarışmalara katılımcı olmak isteyen sporcular, tüm masrafları kendileri karşılamak zorunda. Balkan oyunları için atletizm federasyonu bazen malzeme veriyor ama genellikle parasal olarak hiç katkı alınmaz. Ekonomik durumu uygun olmazsa, form durumu ve derecesi dünya çapında bile olsa sporcu, katılım imkanı bulamaz.
Özellikle emekli durumundaki sporcuların otel, yemek, ol vs. masrafları için federasyon tek kuruş katkıda bulunmaz.’’
Elbette… Genç, dinamik, gelecek vadeden atletler varken, yaş geçmiş iş bitmiş gözü ile bakılan bir nesile sıra gelse şaşırırdık.
Tarihçeye bakacak olursak;
Masterler kategorisindeki yarışlar 80 li yıllarda başlamış.
Tabii ki İzmir, ilk başlatan şehrimiz.
Geçmişte sporun evi hep İzmir olmuş, her daldaki ev sahipliğini de İzmir üstlenmiştir.
Özellikle 60 lı 70 li yıllarda, kadın voleybol, basketbol gibi pek yaygın olamayan dallarda dahi, en çok ev sahipliğini yapmış ve o zamanki basın da, tüm branşlarda olduğu gibi kadın sporları ile fevkalade ilgilenmiştir. Kısacası, spor konusunda İzmir, yine İzmir’liğini yine göstermiştir. Gururlanırız.
Sporcumuzu kutlarız.