Santorini kaynaklı sarsıntılar, adayı olduğu kadar bizim kıyılarımızı da tehdit ediyor.
Aşağıda BBC'den öğrendiğim haber var:
Yunan Başbakanı fevkalade tedbirler almış, gerekli çağrıları yapmış. Birkaç haftadır vatandaşını bangır bangır uyarıyor.
Şimdi gelelim bize...
Ben bir süredir Bodrum'dayım. Bodrum, Santorini'ye 170 km mesafede. Yani, bu deprem merkezi, burnumuzun dibinde.
Ege coşmuş, deniz dibi sarsıntıları sıklaşmış. Felaket 'geliyorum' diye avaz avaz bağırmakta.
Bizi ne uyaran var, ne yol gösteren, ne de tedbir alan. Her zamanki gibi, saldım çayıra mevlam kayıra durumundayız.
Bakan Kikilias ayrıca, halkına kapalı alanda kalabalık toplanmalar yapılmaması, terk edilmiş binalara yaklaşılmaması, binalardan "yapısal olmayan tehlikeli unsurların kaldırılması", yüzme havuzlarının boşaltılması ve seyahat edenlerin toprak kayması riski olan yollardan uzak durulması uyarısı yaptı.
Önlemlerin yanı sıra Yunanistan'ın Güney Ege Bölgesel İtfaiye Birimi teyakkuza geçirildi ve Santorini'ye olası müdahaleler için kurtarma ekipleri gönderildi.
Okullar tatil edildi.
.....
Bu olağanüstü durumdan sadece 170 km ötede, ben, bu sabah pazara gittim. Herkesin keyfi yerindeydi.
Olsa da dünyanın sonu,
Kim takar onu bunu,
Ahali güle oynaya alışveriş yapmakta.
Ne bulursa almakta,
Bir yerde sebzeler otlar,
Bir yerde Prada marka kotlar...
Ne gam?
.....
Sadece başımızdakilerin yetersizliği değil; doğrusu biz hepimiz de pek gamsızız.
Biz öylelerini hak ederiz.
Bize bir şey olmaz der de, bir türlü akıllanmayız.