Türk küçük esnafı, tanıtımın ve reklamın büyüsünü keşfetti.
Daha önce de bilmiyor muydu?

Elbette biliniyordu ama ‘reklam‘ denilen sihirli işlem, astronomik rakamlara yapıldığından, ülkenin en bilinen gazetelerinin reklam sayfasına ancak  dudak uçuklatan rakamlara girilebiliyordu. 
Televizyonun saniyesi bile milyonlarca paraydı. Ancak çok çok büyük ve kapasiteli firmalar, bu mecrada boy gösterebiliyordu. 

Öte yandan küçük esnaf, sıcak pazarlama diye adlandırılan,  ağızdan ağıza tanıtım ve konu komşu tavsiyesine bel bağlamıştı. O kadar!

Yakın zaman kadar  ülkemin yerinde, yöresinde yetişen, üretilen, güzelim ürünler, ancak kendi bölgesinde biliniyor, biz de kulaktan duyuyorduk.
İzmir’in tulumu, Milas’ın zeytini ve  kilimleri, Edremit’in zeytinyağları, Van’ın kaşarı, battaniyesi,  Trabzon’un tereyağı, Antalya’nın reçeli Amasya’nın haşhaşlı çöreği, Mersin’in helvası, Kastamonu’nun pastırması…. Daha bir çok ürün sadece aklımızda ve dilimizdeydi.

Eski zamanlarda, toplumumuzda seyahat kültürü hiç yoktu, tur veya gezi fikri daha yerleşmemişti. Sadece, bölgeye tayin olmuş memur ve asker aileleri, bu ürünleri tanıyıp  tüketebiliyor;  kimi zaman da, iş sebebiyle seyahate giden, ailesine düşkün babalar, gittikleri yerlerden bu yöresel ürünlerden getiriyordu.

Şimdi. Gelelim konumuza…
İnternette bir reklam furyası başladı.  Mertlik anında bozuldu!
Profesyonel, amatör, bilen, bilmeyen herkes sahnede.

Kimi uyanık, anasını, bacısını yemenisiyle videoya  çekip ‘doğal ve saf’ göndermesi yapıyor, kimi karısının kızının, oğlunun, tatlı diliyle, ikna peşinde.. Kimi de üretim yerinin, tarlasının,  videosunu türlü atraksiyonlarla  çekip bize tanıtım yapıyor.

Böyle peynir yemediniz!  Böyle zeytin ömrünüzde görmediniz!  Helvanın kralı, balın katıksızı, yağın en kusursuzu bizde!! Şeklinde çığlıklarla binbir çeşit ürün boy boy karşımızda.

Hemen bir sipariş kaydı açıp /bir de nedense şifre yaratıp/, tüm özel   bilgilerinizi verip değişik tatlar denemek isterseniz…  Ürün hoop 2-3 gün içinde kapınızda.

...
Ama…Maalesef çoğunluğunun görselini gördüğünüzle, eve gelen aynı kalite değil. 

Bu yol ile ülkede yaşayan, hallice bir yoğunluktaki insan kılıklıların,  kanında, genlerinde, karakterinde olan canavar da uyandı.  ‘Kandırmacılara, yüzsüzlere, ahlaksızlara da gün doğdu. 
Yazık ki, kurunun yanında yaş da yanmakta. Biz nereden nasıl bileceğiz?

Bir başka ülkede dürüstlük örneklerini duydukça, bizdeki bu fırsatçılarla karşılaşmak  çok üzücü oluyor 
Şikayet mercii de yok.