Okul zili çaldı. 19 milyona yakın öğrenci ile 1,2 milyon öğretmen için eğitim maratonu başladı. Eğitim yüzyıllardır en büyük sorun. Ama ben bugün sizlere farklı bir boyutunu aktarmak istiyorum. Okula aç gitmek zorunda kalan öğrenciler büyük yara oluşturuyor. Bazı bölgelerde beslenme çantaları hiç yokken, bazı bölgelerde çantalarda daha az besin yer almaya başladı. Yeteri kadar beslenememekten dolayı bodurluk çocuklar için en büyük tehlike olmaya başladı. Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Araştırma raporu bize çarpıcı bilgiler sunuyor. Kronik açlık nedeniyle Doğu Anadolu'daki çocukların yüzde 3,5'i, Güneydoğu Anadolu'da yaşayan çocukların 5,4'ü bodur kaldı. Aynı bölgelerde yaşayan erkek öğrencilerin açlığa bağlı olarak bodurluk oranı yüzde 6, kız öğrencilerde ise yüzde 5,5 olarak gerçekleşti. Öğrenciler, yeterli besin alamadığı için kansızlık sorunu ile karşı karşıya. İlkokula devam edenlerde yüzde 87, ortaokul öğrencilerinde yüzde 72, lise öğrencilerinde ise yüzde 64 oranında kansızlık problemi var. Ortaya çıkan araştırmaya göre kız öğrencilerin yüzde 85'i, erkek öğrencilerin de yüzde 68'i kansızlıkla mücadele ediyor. Ülke genelinde yüzde 39 oranla öğrenciler okuduklarını anlamıyor. Bunun üstüne söylenecek ne söz olabilir ki?

BİR ÖĞÜN YEMEK!
Öğrencilerin açlık sorununu sadece bir eğitim ve idare sorunu olarak görmemek gerekir. Ekonomik sıkıntılar ortada. Derinleşen bir ekonomik yoksulluk ve yoksunluk var. Bazı aileler yeterli gıdaya ulaşmakta zorluk çekiyor. Bu tür sorunlar, her ülke ve toplumda görülebilecek temel sorunlar. Çözüm bulmak o kadar zor değil. Herkes taşın altına elini koymalı. Söz konusu olan çocuklarımız, gençlerimiz. Devlet, yerel yönetimler, STK'ler güçleri yettiğince soruna el atmalı. En azından okullarda bir öğün ücretsiz yemek dağıtılmalı. Bu hiç de zor değil. Evinden aç gelen çocuk en azından evine tok gitsin. 

Son cümle: "Açlık üzerine söylenecek hiçbir söz yoktur. Hele ki, bu açlık çocuk açlığı ise herkes oturduğu yerden fırlamalı, gerekeni yapmalıdır..."