Kontrol edilemeyen öfke sorunu toplumun her kesiminde şiddet doğuruyor. Okulların açılmasıyla birlikte yaşanan şiddet olayları haber bültenlerinin konusu olmaya başladı. Özellikle Manisa ve Denizli'den gelen haberler okullarda yaşanan şiddetin boyutunu ortaya koyuyor. Ortaya çıkan tablo toplumda yaşanan şiddet olaylarıyla eşdeğer olarak farklılık göstermeye başladı. Yıllar önce öğretmenin öğrenciye yaptığı şiddet olayları ana gündem olurken son yıllarda şiddetin yönü eğitimcilere doğru yöneldi. Okullarda idareci ölümlerine kadar varan şiddet olaylarının önü kesilemiyor. Bir eğitim sendikasının yaptığı araştırmada öğrencilerin yüzde 75'i okulda bir şekilde şiddet uyguluyor. Öğretmenlerin yüzde 23'ü öğrencilerden şiddet görüyor. Daha vahim olanı öğretmenlerin yüzde 4'ü öğrencisi tarafından cinsel şiddete maruz kalıyor. Olay bu boyutlara ulaşmışken önlem alma ve karşı koyma konusunda sistem yetersiz kalıyor. Öğrencileri şiddete iten başlıca nedenler çok iyi biliniyor. Aile içinde yaşanan şiddet olaylarını çok iyi bilen gençler bunu okuluna taşıyor. Olaya karışan çocukların büyük bölümü ailesinden şiddet görüyor. Anne babanın çocuğa karşı ilgisiz kalması başka büyük sorun. Gençler, izledikleri mafya ve aksiyon dizilerinin büyük etkisinde kalıyor. Anne babası ayrı yaşayan çocuklarda şiddet olaylarına karışma oranı daha fazla görülüyor. Bilgisayar oyunları yeni bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ailede yaşanan yoksulluk ise şiddette içinden çıkılmaz durumlar yaşatıyor. 

DEĞİŞEN VELİ PROFİLİ ŞİDDETİ ARTTIRDI!
Bir zamanlar çocuklar öğretmelere teslim edilirken "eti senin kemiği benim" mantığı geçerliydi. Öyle ki, ne yaşanırsa yaşansın öğretmen her zaman haklıydı. Öğretmen lehine tek taraflı yaşanan bu durum artık yeni veli profili ile değişti. Veliler artık çocuğu haksız olsa bile öğretmenin karşısında duruyor. Durmakla kalmıyor sözlü ve fiziki şiddet uyguluyor. Öfkesini kontrol edemeyen veliler okullarda kadın erkek ayırmaksızın eğitimcilere dayak atıyor. Hatta iş kurşun sıkmaya kadar gidiyor. 

Son cümle: "Şiddet toplumun her katmanında farklı şekilde yaşanıyor. Sosyal medyanın olumsuz katkısıyla okullarda yaşanan şiddeti durdurmak sistemsel olarak devleti yönetenlerin görevi. Bu konuda herkes elini taşın altına koymalı ve şiddete dur demeli".