(Eral Aytemiz/EGE MECLİSİ)-Diş Hekimi Tolga Özkalfa ile pandemi sebebiyle kullanmak zorunda olduğumuz maskelerin ağız ve diş sağlığımıza etkilerini ve pandemi dönemiden ağız sağlığında dikkat edilmesi gerekenleri konuştuk. İşte Tolga Özkalfa ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten öne çıkan kısımlar… 

Maske kullanımı, ağız ve diş sağlığını nasıl etkiledi? 

(Tolga Özkalfa)-Sürekli maske kullanımı diş eti iltihaplarına ve çürüklere neden olabiliyor. İnsanlar maske takarken, burunları yerine ağızlarından nefes alma eğiliminde oluyor. Ağızdan soluk alıp verme, ağız kuruluğuna neden oluyor ve bu da ağzımızdaki tükürüğün azalmasına yol açıyor. Tükürük, bakterilerle savaşan ve dişleri temizleyen önemli bir sıvıdır. Tükürük aynı zamanda ağızdaki asidi nötraliz eder ve diş çürümesi ve diş eti hastalıklarını önlemeye yardımcı olur. Ayrıca insanlar, maske kullanırken daha az su içme eğiliminde olur. Dinlenme sırasında ise daha fazla kahve ve benzeri içecekler tüketir. Bu da dehidratasyona yol açabilir. 

İnsanlarımız bu süreçte hijyende daha çok el ve cilde ağırlık vermeye başladı. Covid-19'un bulaşmasında el hijyeninin önemi olduğu kadar ağız ve burun yolunun da hijyeni çok önemli. Salgın döneminde ağzımızın hijyenini de çok iyi sağlamak gerekiyor. Bunun için de kullanılabilecek özel solüsyonlar var. Ağız içerisindeki bakteri ve zararlı mikroorganizmaları elimine eden, vücuda zarar vermeyen gargaralar var. Onlar kullanılabilir. 

Pandeminin ağız ve diş sağlığına etkileri neler oldu? 

(Tolga Özkalfa)-Bu süreçte insanlar daha çok cilt ile ilgili hijyen odaklanma sürecine geçti. Ağız sağlığını insanlar ikinci plana attılar. Covid-19, ağız ve burun yoluyla bulaşan bir hastalık olduğu için biz diş hekimleri olarak 1'inci sırada riskli konumda gözüken meslekler arasındayız ve insanlar çekindikleri için çok acil ve ağrılı durumlar dışında diş hekimlerine gitmeyi tercih etmediler bu dönemde. Bu da problemlerin ciddi anlamda büyümesine sebep oldu. Örnek vermek gerekirse; bir binadaki küçük bir çatlak sizi rahatsız etmeyebilir ama çatlak bütün binayı sardığı zaman bina ayakta kalamaz. Çok küçük çürüğü olan ya da çok basit enfeksiyon problemi olan hastalar pandemi döneminde çok etkilenmedikleri için bu problemleri ertelemeyi tercih ettiler. Bu da sorunların ve problemlerin kar topu gibi büyümesine sebep oldu. Zaten ağız sağlığı konusuna çok özen gösteren, çok dikkatli bir toplum yapısına sahip değiliz. Pandemi de bunu daha kötü bir hale getirdi. 

Diş hekimleri, pandemiden nasıl etkilendi? 

(Tolga Özkalfa)-Dünyada pandeminin etkilemediği ülke, pandemiden etkilenmeyen insan kalmadı. Global bir kriz yaşandı ve halen de devam ediyor. Bu konularla ilgili kendimizi yeni şartlara adapte etmek zorundayız. Biz de bunun gerekliliklerini yerine getirdik. Herkesin üzerine bir takım görevler düştüğü gibi, pandemi sağlık sektörüne hizmet eden insanlar olarak bizlere ayrı bir sorumluluk getirdi. Bizler de diş hekimleri olarak en riskli gruplar içerisindeyiz çünkü hasta ağzıyla çalıştığımız için çok büyük risk altındayız. Bununla ilgili en büyük önlemi kendimiz almak zorundayız. Öncelikle hem kendimizi korumak hem de tedavi ettiğimiz hastanın sağlığını korumak zorundayız. 

Diş hekimliği kliniği olarak salgına karşı ne gibi önlemler aldınız?

(Tolga Özkalfa)-Kliniğimizde hepafiltre cihazları, ultraviole lambalar ve aeresol emici vakum cihazı kullanıyoruz. Yüksek teknoloji cihazlarıyla kendi hazırladığımız dezenfektan solüsyonumuzu kullanıyoruz, tamamen kimyasal kullanıma yönelik bir hijyen anlayışı çok doğru değil çünkü kimyasalların bazı yan etkileri var. Çok hijyen sağlayan kimyasal bir madde, aynı zamanda cildinize zarar verebilir, soluduğunuz zaman ise akciğerlerinize zarar verebilir. Bu sürekli hale gelirse vücuda zarar verecektir. Bu yüzden kimyasal kullanımı en aza indirgeyip, doğal yöntemler ve ileri teknoloji ile hazırladığımız dezenfektan solüsyonumuzu üretiyoruz. 

Bunun yanı sıra; hasta bakarken kullandığımız cihazlar ekstra steril ediliyor. Her hasta arasında 2 saat boşluk bırakıyoruz ve tüm vücudumuzu kaplayan tek kullanımlık tulumlar giyiyoruz. Her gelen hastamızdan HES kodunu alıyoruz. 

Bu tarz çalışma hastalarımızın birikmesine sebep oldu. Daha az fakat daha yoğun çalışmak durumunda kaldık. Hekimler olarak hem kendimizi hem hastalarımızı koruyacak en üst düzey önlemleri alıyoruz. 

TOLGA ÖZKALFA HAKKINDA

1977 Nazilli doğumluyum. İlk ve orta eğitimimi orada tamamladım. Ardından üniversite eğitimim için İzmir'e geldim ve 1993 yılından beri İzmir'de yaşamaktayım. 1999 yılında Diş Hekimliği fakültesini bitirdikten sonra kendi muayenemi açtım. Meslekte 22. yılın içerisindeyim, şu anda İzmir Balçova'daki muayenemde diş hekimliğine devam etmekteyim. Yanı sıra uzun yıllar Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde futbol hakemliği yaptım. Bunun 13 yılı süper ligde olmak üzere Türk Futbolu'na hizmet ettim. Uzun yıllardır üyesi olduğum İZSİAD, sosyal aktiviteler ve etkileşim anlamında iyi bir iletişimin olduğu güzel bir dernek. Başkanımız Hasan Küçükkurt vasıtasıyla sorun çözümünde de, organizasyonlarda da, acil durumlarda da üyeler olarak bir aradayız. Yardım gerektiğinde gerekli tüm organizasyonu yürüten iyi bir oluşum. Gerek pandemi döneminde gerek deprem döneminde yardımlarımızı bir arada yaptık. Bu oluşumun bir parçası olmaktan mutluyum.