(Eral Aytemiz/EGE MECLİSİ)-Gözdecan Reklam Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Özcan ile sektörü ve eksiklerini konuştuk. İşte Fatih Özcan ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten öne çıkan kısımlar… 

Dijital baskı ürünleri ülkemizde ne durumda? 

(Fatih Özcan)-Biz aslında insan tarihiyle beraber var olan bir sektörüz. Taşlara işlenen resimler, aslında bizim sektörün nereden geldiğini, ne kadar süredir olduğunu gösteriyor. Ressamlık da aynı zamanda bizim alanlarımız içinde ve 20 asırda aslında bizim sektör farklı alanlara geçmeye başladı. Teknolojiyle beraber, bilgisayarın çıkmasıyla beraber farklı şekilde kendini anlamlandırdı. Türkiye'de sadece 125 bin insanın ekmek parası kazandığı bir sektör şu anda. Yolda gördüğünüz her reklam bizim elimizden geçiyor. Çok sayıda değişik sektöre hizmet ediyoruz. Çok değişik bir sektör, renkli ve güzel…

Pandemi sizi nasıl etkiledi? 

(Fatih Özcan)-Pandeminin başında mevcut ya da gelen işleri nöbetleşe gelip yaptı arkadaşlar elimizden geldiğince işyerine gelmemeye çalıştık. Birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörümüz de etkilendi. 

GÖZDECAN REKLAM HAKKINDA

Şirketimiz 1987 yılında tanıtım işi olarak başladığımız bir şahıs firmasıydı. Tabii o günlerde bizim mesleğimizin adı tabelacı olarak geçiyordu. Kurduktan bir yıl sonra arkadaşımız ‘ben bu işi yapamayacağım’ dedi. Aslında ben öğretmenim, boş vakitleri değerlendirmek için girdiğim hobi amaçlı bir işti o dönemde. Kuruluş aşamasında biz bir fırça ve iki kutu boya ve ıstaka ile başladım. Aslen Siirtli’yim, eşimden dolayı buradayım, eşim İzmirli. Sabah okula gidip öğleden sonra çalışıyordum, o dönemde yalnızdım. Sınıflarda mevsim, tarih şeritleri vardı onlarla başladım aslında zamanla da iş yerimizi açtık. Daha sonra ailem Siirt'ten buraya geldi, onlar gelince kardeşimle beraber başladık. Ben okulda olduğum sürece o iş yerinde çalışıyordu. 1988 yılında adımızı Gözde Reklam olarak değiştirdik. Fırça işi o dönemde azalmaya başladı, zamanla makinelerimizi aldık. Gece gündüz çalıştığımız oldu. O dönemde baskı makinelerini almak bizim için gerçekten zordu. İstanbul'dan almaya çalıştık ama ekonomik olarak gücümüz yetmediği için tabii. 93 yılında da şirkete dönüştük, Gözdecan limited şirketi olduk. 2000’li yıllarda dijital baskı makinesi çıkınca biz fuarlara da katılmaya başladık. Makineleri beğeniyoruz ama gücümüz yok. En sonda 2003 yılında İstanbul'da Saatçioğlu firmasından bir dijital baskı makinesi aldık. O döneminde dijital baskı makinesi parmakla gösterilecek kadar azdı. O dönemde olimpiyatlar vardı, onun da bazı işlerini yapmış olduk. Sonra makineyi ikiye çıkardık. Zamanla makine sayımızı üçe çıkardık. Bu arada 2003 yılına geldiğimizde ben 25 yılımı doldurmuş oldum ve bu işin de mesleğim haline dönüştüğünü hissettiğim için emekli oldum. Kızım Gözde, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık mezunu, yanımızda, Doğucan da İşletme mezunu ve o da yanımızda. Bir aile şirketi olarak devam ediyoruz. 

Ben sözümde durmak zorundayım, bana insanlar güvenmek zorunda. Ben işini yaparken neyi taahhüt etmişsem onu yapmak zorundayım. Çünkü ben doğruyum, çalışkanım, dürüstüm diyorum. Yani bunları her gün söylemiş, her gün söyleyen birinin farklı bir dalda oynama ihtimali çok azdır. Bana sorarsanız meslekler arasında en az suçu işleyen kesim hangisidir dersiniz? Ben öğretmenler derim. En aza indirgerler, indirgenmiş durumda olur. Çünkü her gün onu söylüyorsunuz çocuklarınıza. Dijital baskı, tabela, kutu harf imalatı yapıyoruz, şu anda 15 kişilik bir ekibiz. Biz ekibimizi de bir aile gibi görüyoruz. Birçok belediye kurumu ve özel sektör kurumu ile çalışıyoruz. 

Eğitim-Sen temsilciliği yaptım, 2009 yılında da Açık Hava Reklamcılar Derneği’ne üye oldum, merkezi İstanbul olan 35 ilde örgütlü olan bir kurum. Yönetim kurulunda da çalıştım. Eğitimle ilgili de ara eleman, aranan eleman yaratabilmemiz için bir oluşumumuz vardı dernek bünyesinde. Mesleğimizle ilgili Ankara ve İstanbul’da meslek lisesi bölümleri vardı ancak İzmir’de yoktu. Mersinli Meslek Lisesi’ndeki müdür arkadaşla görüşme yaptık. O da olumlu bakınca biz orada bizim aranan elemanları yetiştirmek için bir bölüm açtık. Sektörde çok az eleman var, bulduğumuz elemanları da kaybetmemeye çalışıyoruz.