Susuzluk kapıda… 
Son yıllarda yaşadığımız iklim değişikli, bahar ve yaz yağmurlarının azalması ileriye dönük "Su Krizi" sinyallerini veriyor. Bu anlamda kentler ve tarım alanları büyük tehdit altında. Bunun dışında yanlış kentsel politikalar, bireysel ve toplumsal hatalar bu krizin boyutunu büyütecek gibi görünüyor.  
 
Suyun bilinçsiz tüketimi, yanlış kentleşme politikaları, su havzalarının imara açılmasıyla suların kirlenmesi, tarımsal sulamada fazla ve bilinçsiz su kullanımı ile orman alanlarının başka nedenlerle yok edilmesi "Su Fakiri" bir ülke olma yolunda bizi endişelendiriyor.  11 Aralık 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması tüm dünya için büyük önem taşıyor. Şimdilerde "Su Hasadı" konuşuluyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi bu uygulamayı başlattı. Yağmur suları park ve bahçelerde depolarda toplanıyor. Su politikaları konusunda İzmir’de önemli bir gelişme yaşandı. CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı sadece ileriye dönük su konusunu konuşmak ve kararlar almak için toplandı. Bu anlayış su krizinin önlenmesi veya geciktirilmesi için umut verici.  
 
KİŞİ BAŞINA BİN 519 METREKÜP SU! 
Yerkürede erişebilir tatlı su miktarı toplam su miktarının yüzde 1’inden daha az durumda. Türkiye, kişi başına düşen bin 519 metreküp ile su sıkıntısı çeken ülke durumda. Türkiye nüfusunun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağı ve kişi başına düşen su miktarın bin 120 metreküp olacağı tahmin ediliyor. Bu durum iklim değişikliği ile birlikte susuzluk ve kuraklık açısından büyük tehlike oluşturuyor. Durum böyleyken neler yapmak gerekiyor? Öncelikle kuraklık Doğal Afet Kanunu kapsamına alınmalı. Acilen Su Kanunu yasalaşmalı. Türkiye’de temiz suyun yüzde 73’ü tarımsal sulamada kullanılıyor. Tarımsal sulamada sistem değişmeli. Salma sulama yerine damla sulama yapılmalı. Havza temelli kuraklık yönetim planları hayata geçirilmeli. Kentlerde su tasarrufu yapılmalı, atık suların tarımda kullanılması sağlanmalı.  
 
YAĞMUR HASADI ŞART! 
Su krizi ve kuraklığın en büyük darbeyi tarıma yani gıda ürünlerine vurması bekleniyor. Kuraklıkla birlikte güvenli gıdaya ulaşmamız zorlaşacak. Dünya bunun önüne geçmek için çeşitli yollar arıyor.  Konuşulan en etkin yöntem susuz üretimin yaygınlaşması. Daha az su tüketen temiz üretim tesisleri kurmak şart.  Kurulacak yeni sistemlerle tatlı su depolama sistemleri acil devreye sokulmalı. Yağmur hasadı tüm şehirlerin su konusunda ana konusu olmalı.  
 
Son cümle: “Su bitirse hayat biter. Kıyameti yeryüzünde yaşamamak için acil önlem lütfen!”