"Helikopter Anne" kavramı, 90'lı yıllarda ilk olarak ABD'de ortaya çıktı. Aile içinde etkin hale gelmesiyle Avrupa ülkeleri ve Türkiye'de de hissedilir hale geldi. Peki, nedir Helikopter Annelik? Sosyolojik olarak bu kavram, çocuklarına aşırı koruyucu davranan anne ve babalar için kullanılıyor. Bir helikopter misali, çocuklarının etrafında pervane olmuş anneler ve babalar bu olgunun baş kahramanları. Çocuğunun her ihtiyacında helikopter gibi bir anda iniş yapıp sorunu çözen anneler, muhakkak sizlerin de dikkatini çekmiştir. Olay, çocukların doğumu ile başlıyor ve okula başlamasıyla tavan noktasına çıkıyor. Asıl sorun yaratan konu, bu durumun evlilik dahil çocukların tüm hayatlarında devam etmesidir. Helikopter Anneler, sizi elden ayaktan düşünceye kadar yalnız bırakmıyor. Bu olay, beraberinde çocuklar üzerinde sosyal ve sağlık açısından olumsuz sonuçlar doğuruyor. Çocuğun kıyafetinden, arkadaşına, iş ve eş seçimine kadar Helikopter Anneler etkin şekilde görev alıyor. Bunları yaparken verdiği rahatsızlıkları çoğu zaman görmüyor veya görmezlikten geliyor. Helikopter Anneler, her yaştaki çocuğu için şu duyguları yoğun olarak hissediyor: "Eğer onu koruyup kollamazsam hata yapabilir. İstediğim gibi bir çocuk olmayabilir. Hastalanabilir, kaza yapabilir ve başına kötü bir şey gelebilir. Böyle bir durumda çocuğumu kaybedebilirim. Sonuç olarak, onu hep koruyup kollamalıyım."
HELİKOPTER ANNELERİN YAKITI HİÇ BİTMİYOR!
Helikopter Anneler için bu durum, çocuklarının yaşı ile ilgili değil. Üniversitede bölüm ve meslek seçimi, hatta hocalarla onun adına görüşme seanslarıyla devam ediyor. Üniversite sonrası iş görüşmelerine refakat eden anneler, evlilik döneminde olaya hakim olmaya çalışıyor. İşin özeti, Helikopter Annelerin yakıtı hiç bitmiyor; akü gibi çalıştıkça kendini şarj ediyor. Oysa çocuğunu tehlikelerden koruduğunu zanneden anne, bu davranışlarıyla kalıcı zararlar veriyor. Öz saygısı olmayan güvensiz çocuklar, toplum içinde başka bir sosyal sorunu ortaya çıkarıyor. Bu çocukların kurduğu evlilikler, yeni evler dolayısıyla çoğu zaman başarısız ilişkiler ortaya çıkarıyor.
Son cümle: "Çiçeğin suya ihtiyacı vardır. Bu durum, canlı kalması için yaşamsal bir zorunluluktur. Ancak gereğinden fazla su verirseniz çiçek ölür. Çocukların da korunmaya ve ilgiye ihtiyaçları vardır. Gereğinden fazla ilgi, çocukların kişiliklerini öldürür. Pasif, ürkek ve bağımlı bireylere dönüşürler."