Son günlerde ülkede tüm dertler sorunlar bir tarafa bırakıldı sokak hayvanları ana gündem oldu. Özelinde köpekleri konu olan yeni yasa toplumun her katmanında büyük tartışma yaşattı. Yeni sokak hayvanları yasası TBMM'den geçti. Sanırım yasayı tasarlayan ve kabul eden birçok yetkili ve milletvekili karşı olduğu halde evet demek zorunda kaldı. Yapılan kamuoyu araştırmaları, siyasi görüşe bakmaksızın halkın yüzde 83'ünün hayvanların uyutularak yok edilmesine karşı çıkıyor. Sokak hayvanları aslında bugünün konusu değil. Uzun yıllardır bu hayvanlar sahipsiz olarak sokaklarda yaşıyor. Zaman zaman saldırganlaşıp ölümlere neden olduğu da ortada duran bir gerçek. Ama konunun birden ülkenin ana sorunu hale dönüştürülmesi kafalarda soru işaretleri yaratmadı değil. Bu sorunda özellikle son 20 yılda toplumda yaşanan sosyal sınıf değişikliklerinin hayvanlara yansımış halini görüyoruz. Yeni dönemde oluşan yeni şehirli varlıklı ve zengin sınıfın statü değiştirirken özellikle köpek edinme hevesi büyük şehirlerde tartıştığımız sorunları büyüterek bugünlere getirdi. Pet marketlerin bir anda çoğalarak bir endüstri olarak doğduğu ülkede pahalı hayvan satışları uzun süre görmezden gelindi. Satın alınan köpekler yaz dönüşü hep yol kenarlarına ve ormanlık alanlara terk edildi. Doğa tecrübesi olmayan köpeklerin yaşayabilenleri şehir merkezlerine ulaşarak hayatta kalma şansına sahip oldu. Birikerek devam eden hayvan popülasyonu bugün yaşanan dev sorunu ortaya çıkardı.
ZENGİN KÖPEK/FAKİR KÖPEK AÇMAZI!
Sınıfsal olarak üst kademelerde yaşayan köpekler her zaman olduğu gibi durumdan habersiz. Sorun zaten sokakta yaşayan fakir ve sahipsiz köpekler. Bu ülkede her ne oluyorsa fakir ve sahipsiz olanlara oluyor. Sokakların fakir köpekleri uyutulmak yani ölmek için toplanmaya başlayacak. Bu durum fiili olarak başladığında yeni sosyal olaylar da ortaya çıkacak gibi görünüyor. Uygulamadan sorumlu belediyeler. Korkum hayvanlar üzerinden yeni bir toplumsal çatışma ortamının yaratılması. Umarım bu işler kavgasız gürültüsüz olur. Yine umarım bu can dostlar ölüm yolculuğuna çıkarılmaz, onlara yeni sahipler ortaya çıkar. Devletlerin asli görevi egemenliği altında yaşayan her canlıyı korumak ve yaşatmaktır.
Son cümle: "Bu dünyada her canlıya yer var. Öldürme, kısırlaştır, aşılat ve yaşat! Bir hayvanı yönetmeliklere göre öldürmenin maliyeti, kısırlaştırma maliyetinin yaklaşık 4 katı..."