Olimpiyatlar günümüzün en önemli uluslararası spor etkinlikleridir. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Hitler Almanya’sında yapılmıştı (1936). İkinci Dünya Savaşı dolayısıyla 1940 ve 1944 yıllarında yapılmadı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan ilk olimpiyatlar, 1948 olimpiyatlarıdır. Olimpiyatların kış kısmı İsviçre’de, yaz kısmı Londra’da aynı yıl içerisinde farklı aylarda yapıldı.

Türkiye, Londra’daki yaz olimpiyatlarına katıldı. 1948 yılı Cumhuriyetin 25. yıldönümüne denk geliyordu. Türkiye, İkinci dünya Savaşı’na katılmamış ama savaşın bütün zorluklarını da yaşamıştı. Asker sayısını 10 kat artırarak, pek çok tüketim maddesini karneye bağlayarak olağanüstü koşullarda yaşamış, bununla birlikte savaşın dışında kalmayı da başarmıştı. Savaş bitimi Türkiye’ye bir miktar nefes aldırsa da Sovyetlerin Türkiye’den toprak ve Boğazlarda üs talebi, yeni bir sancılı dönemin kapısına açmıştı. Bu ortamda çok partili yaşama geçen ve görece daha özgürlükçü bir politikaya yönelen Türkiye, Londra'da yapılan 1948 Yaz Olimpiyatları'na, 6 branşta 1'i kadın 57 sporcu ile katıldı. Olimpiyatlarda büyük başarı gösteren Türkiye, 6 altın, 4 gümüş, 2 bronz madalyayla ekip olarak Olimpiyat yedincisi oldu. Olimpiyatlara 59 ülke katılmıştı. İlk on ülke sırasıyla şöyle idi: ABD, İsveç, Fransa, Macaristan, İtalya, Finlandiya, Türkiye, Çekoslavakya, İsviçre ve Danimarka. Bu olimpiyatlara İkinci Dünya Savaşı’nın yenik iki ana devleti, Almanya ve Japonya davet edilmemişti. SSCB de, soğuk savaş sürecinin kendini göstermeye başladığı bu tarihte olimpiyatlara katılmamayı tercih etti.

1948 olimpiyatlarında Türkiye’nin en başarılı olduğu alan serbest güreşti. Güreş milli takımı, yaptığı 36 karşılaşmanın 31’ini kazandı. Nasuh Akar, 57 kiloda şampiyon olarak altın madalya kazandı. Gazanfer Bilge ise, 62 kiloda yaptığı bütün karşılaşmaları tuşla kazanarak olağanüstü bir başarıya imza attı. O da altın madalya kazandı. Celal Atik, 67 kiloda rakibini 2 dakika 11 saniye tuş ederek bir rekor kırdı, şampiyon oldu. Altın madalya kazananlardan biri de Atik’ti. 1948 olimpiyatlarında, deyim yerindeyse Türk güreşinin efsane isimleri altın madalya kazanırken isimlerini de tarihe altın harflerde yazdırdılar. Bunlardan bir diğeri de Yaşar Doğu idi. Doğu, final karşılaşması dışında bütün rakiplerini tuşla yendi. Finalde de rakibini yenerek altın madalya kazandı. Diğer milli güreşçilerimiz Halit Balamir (52 kiloda) ve Adil Candemir (79 kiloda) gümüş madalya aldı. Türk serbest güreş millî takımı kazandığı 4 altın, 2 gümüş madalyayla kendi alanında Olimpiyat şampiyonluğunu elde etti.

Türk grekoromen güreş milli takımı da 5 madalya kazandı ve bununla da Olimpiyat ikincisi oldu. Milli takımımızdan 62 kiloda Mehmet Oktav ile ağır sıklette Ahmet Kireççi altın, 52 kiloda Kenan Olcay, 79 kiloda Muhlis Tayfur gümüş ve 57 kiloda Halil Kaya bronz madalya aldılar.

Türkiye’nin elde ettiği madalyaların toplam sayısı 12 idi. Elde edilen madalyaların yarısı, 6’sı altındı. 6 madalyanın tamamı serbest ve grekoromen güreş milli takımı tarafından kazanılmıştı. Kazanılan 4 gümüş madalyanın tamamı da serbest ve grekoromen güreş milli takımınındı. Kazanılan iki bronz madalyanın biri de grekoromen güreş milli takımınındı. Dolayısıyla 12 madalyanın 11’i güreşçilerindi. Bunun dışında kazanılan tek güreş dışındaki madalya atletizmde idi. Türkiye olimpiyatlarda tarihinde ilk kez atletizmde bir madalya aldı. Ünlü atlet Ruhi Sarıalp, 3 adım atlamada üçüncü oldu ve bronz madalya kazandı. Sarıalp’in güreş dışında kazandığı başarı anlamlıdır. Çünkü bu noktada Türkiye, milli sporu güreş dışında çok da başarılı bir profil sergileyememişti.

Sarıalp, 1984 Olimpiyat Oyunları'nda boksör Eyüp Can'ın kazandığı bronz madalyaya kadar Türkiye adına olimpiyatlarda güreş dışında madalya kazanan tek sporcudur. Yine Sarıalp'in 1950 yılında Brüksel'de kazandığı bronz madalya ise, 2002'de Süreyya Ayhan'ın 1500 metredeki altın madalya kazanmasına kadar Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda Türkiye'nin tek başarısıydı.

1948 olimpiyatlarında Türk milli futbol takımı, birinci turda Çin'i 4-0'la geçti ama çeyrek finalde Yugoslavya’ya 3-1'lik yenildi.

Türkiye’nin en başarılı ve en çok madalya kazandığı birkaç olimpiyattan biri de 1948 olimpiyatlarıdır. Türkiye en çok altın madalyayı 1960’da Roma Yaz Olimpiyatlarında (7)  ve 1948 Londra Yaz Olimpiyatlarında (6) kazanma başarısı gösterdi.

2024 Paris Olimpiyatlarında Türkiye 8 madalya kazandı. Türkiye, bu olimpiyatlarda altın madalya kazanamadı. En son 1984 yılında yapılan olimpiyatlarda altın madalya kazanamamıştı. 40 yıl sonra yeniden altın madalya kazanamadı. 2024 Paris Olimpiyatlarında Türkiye 3 gümüş, 5 bronz madalya kazandı.

Eğitimin kronik 10  sorunu! Eğitimin kronik 10  sorunu!

Türkiye, son olimpiyatlarda altın madalya kazanamasa da, kadınların gösterdiği başarı yine artı haneye yazılması gerekenlerden. Kadınlar boksta 2 gümüş, 1 bronz madalya kazandık. Hatice Akbaş ve Buse Naz Çakıroğlu gümüş madalya, Esra Yıldız Kahraman ise bronz madalya aldı.

Atıcılıkta Şevval İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç'ten oluşan karma 10 metre havalı tabanca takımı gümüş madalya kazandı. Mete Gazoz, Ulaş Berkim Tümer ve Abdullah Yıldırmış’ın oluşturduğu erkekler okçuluk takımı bronz madalya aldı. Türkiye, en başarılı olduğu alan olan güreşte bu kez sadece iki bronz kazanabildi. Kadınlar 68 kilogramda Buse Naz Çavuşoğlu, erkekler 125 kilogramda Taha Akgül bronz madalya aldı. Taekwondo branşında Nafia Kuş Aydın kadınlar 67 kilogramda bronz madalyaya ulaştı.

İlk kez olimpiyatlara Türkiye, 1936’da kadın temsilci gönderebilmişti. Bugün gelinen nokta erkekleri geçecek düzeye ulaştı. Bu, her şeyden önce Cumhuriyetin ve laik milli kimliğin başarısıdır. Kadın voleybol milli takımının son anda madalya alamaması üzüntü kaynağı olsa da, onların başarısı zaten ortadadır. Diğer taraftan milli atıcı Yusuf Dikeç’in final karşılaşmasında ekipman kullanmadan ve tek eli cebinde atış yapması, Ona dünya çapında ün kazandırdı ve bu, Türkiye’nin tanıtımı açısından önemli bir kazanımdır.

Sonuç olarak Türkiye, önceki yıllardaki kadar olimpiyatlarda olduğu kadar başarılı değil. Zaman zaman böyle gerilemelerin olması doğal. Ancak 1948’de 7. olup, bugün 64. olmak dikkate değer. Bu elbette daimi bir gerilemeyi işaret etmiyor. 2021 Tokyo olimpiyatlarında Türkiye, 35. olmuştu.

Cumhuriyetin 25. yılında olimpiyatlarda gösterilen başarı şüphesiz Cumhuriyetin başarısıdır. Bugün Cumhuriyetin 100. yılını geçtiğimiz bu yıllarda daha başarılı olmalıyız. Bardağın dolu tarafı da var, boş tarafı da. Yine kadınların başarı düzeyindeki artışla birlikte güreş dışındaki alanlarda da başarının gelmesi son derece önemlidir. Ancak bu zayıf yanlarımızı ortadan kaldırmıyor. Türkiye, hem Cumhuriyetin kazanımları hem de geçmişteki olimpiyat başarılarıyla, daha başarılı olmayı hak ediyor.Mailservice (1)-3