İyiyi, kötüyü ayırt etme duygusudur vicdan.
Kanunlara dayalı adalet mahkemelerinden daha önemli olan bir mahkeme vardır.
O da ; 'İnsanın Kendi Vicdanı.'
Dünyada en büyük fenalık yapılan fenalıktan, vicdansızlıktan utanç duymamaktır.
Bazen öyle vicdan yoksunu insanlar görüyorsunuz ki, insanlığınızdan utanıyor ve bunların yüreğinizde açtığı yaralarla adeta zor yaşar oluyorsunuz.
Şu sıralar yazılı ve görsel medyanın bir kısmının yolsuzluğu, hukuksuzluğu, vicdansızlığı ve tüm kötülükleri normalmiş gibi topluma sunmasına ne demeli?
Asla etik olmayan bu durum bir şekilde önlenmeli.
Ancak nasıl?..
Vicdanı olan bir kişi aklıyla iyiyi ve doğruyu bulur.
Gerçekler iyilerin ve vicdanlıların uğruna mutlaka bir gün ortaya çıkar ve iyiler, vicdanlılar umut dağlarını yeniden keşfeder.
Acılarını alınlarında birer çelenk gibi taşıyan, doğru bildikleri yoldan ayrılmadan yürüyen vicdanlı insanlar bugün o kadar az ki.
Birer çınar ağacı özelliğindeki bunların sayıları azaldığı için bozuluyor ve çürüyor toplum.
Bir zamanlar kötüler, vicdansızlar azınlıktaydı ve sayıları azdı her yerde.
Eylemlerine başladıklarında sessiz kalındı.
Sınırları, çizgileri geçinceye kadar bunlara karşı susuldu.
Sonuçta iyiler vicdansızları, kötüleri ortadan kaldıramadığındandır hep bunlar, bu olanlar.
İnsanlığı rezil ve kepaze eden, çökerten bir durumdur cehalet.
Er geç o toplumu öldürür.
Öldürmeden önce de vicdanı, ahlakı ortadan kaldırır.
Bir toplum vicdan ve din istismarcılığı batağına saplanmışsa iki önemli şey olan 'Akılcılık' ve 'Kadına Saygıyı' yitirebilir.
Aslında aydın, akıllı ve vicdanlı bir toplum düşman bile olsa;
Cahil ve vicdansız bir toplumdan daha az zararlıdır.