Türkiye'de yıllar içinde yaşanan sosyal ve kültürel değişmeyi kitle iletişim araçlarından bağımsız değerlendirmek sanırım bizi doğru yola götürmez. Haberleşme araçlarının toplumların yaşayış biçimlerinin şekil almasında büyük etkisi olduğu bilinen bir gerçek. Ben bu yazımda kuşakları iletişim araçları üzerinden adlandırmak istiyorum. Şu anda hayatta olan yaş grupları itibarıyla anlatmak istediğim manada 3 kuşak var. Radyo Kuşağı, Televizyon Kuşağı ve son olarak İnternet Kuşağı. Benim çocukluğum, radyonun en etkin, televizyonun ise bebek olduğu dönemlere rastlar. 70'li yıllar, radyo ile televizyonun birlikte hayatımızda var olduğu zamanlardır. Ben kuşak olarak radyodan televizyona geçiş sürecinin yaşandığı yıllarda çocukluk ve gençlik dönemi yaşadım. Radyonun ailece dinlenen tatlı ortamlarını çok iyi bilirim. Çocuk Radyosu, Arkası Yarınlar, Masal Saatleri benim yaşımdaki her çocuğun dünyasında bir şekilde vardır. Siyah beyaz televizyon yıllarının canlı tanığı olarak genç olduk. Tek kanallı televizyon aslında Türk toplumuna çok kanallı hayatlar sunuyordu. Herkesin bağlandığı yerli yabancı diziler ve bu dizilerdeki karakterler günlük hayatımızın içindeydi. Dallas dizisini benim yaş grubum çok iyi bilir. Bu ülkede kötü adamlara toplu olarak bir zamanlar Ceyar deniliyordu. Karakterler ekrandan taşıp günlük hayatımıza giriyordu. Evlere televizyon ziyaretleri yapılırdı. O zamanlar her evde televizyon bulunmazdı. Ama hoşgörü, sevgi ve saygı kapılardan taşardı.
RADYO-İNTERNET ÇATIŞMASI!
Yıllar içinde radyo misyonunu yitirdi, işlevsiz hale geldi. Evlerde artık aksesuar olarak yer alıyor. Ama radyo kuşağı değerleri ve yaşam tarzlarıyla hala ayakta duruyor ve hatta direniyor. Temelde direniş teknolojiye karşı görünse de asıl kabul edememe, değerler aşınmasına karşı olan tavırdan kaynaklanıyor. Aile ve ev içinde eğer kaldılarsa internet kuşağı ile çatışmaları sürüyor. Çünkü internet kuşağının yaşam tarzları onlara çok anlamsız geliyor. Haklı oldukları yönler de yok değil. Ama zaman, internet hızından daha hızlı akıyor ve birçok şey değişiyor.
Son cümle: "Her kuşak kendi zamanının hayatını yaşayacaktır. Buna kimse engel olamıyor. Ama sevgi, saygı ve hoşgörü her kuşakta olması gereken olmazsa olmazlardır."