HALK İÇİN ACI ÇEKENLER

Abone Ol

1950'den başlayarak bugünlere uzanan dinci ve gerici uygulamalara karşı ülkedeki aydın ve gerçek sanatçı kesimin de aslında yapacağı çok şey vardı.

Ancak bunların bir kısmı desteğe, yapılacaklara yanaşmayarak kendilerini halktan soyutladılar ve örmüş oldukları özel ağlarının içinden çıkmadılar.

Laikliğin tartışılır hale gelmesinde, ülkenin bugünkü duruma düşmesinde ve dinciliğin planlı bir şekilde yaygınlaşmasında bu kesimin hiç mi suçu, günahı yok?

Kendi eksenleri ve düzenleri içinde yaşamışlar ve yaşamaya da devam ediyorlar.

Çevreleri, paylaştıkları ve özveride bulundukları hep aynı olan bu insanlar nedendir bilinmez toplumun çoğunluğunu oluşturan eğitim ve aydınlanmaya aç olanlara ulaşmayı akıllarına bile getirmemişler.

Bazıları 'İstanbul-Bodrum, Avrupa-Amerika' eşkenar dörtgeni içinde geçirdikleri yaşamlarının çok azını Anadolu'ya orada yaşayan kendi insanlarını tanımaya ve onları aydınlatmaya ayırarak ülkeye olan borçlarını ödeyebilselerdi.

Kültürlü olup elit kalarak paylaşımsız yaşamanın bir ülkeye ve topluma ne yararı var?

Gelinen durum ortada...

Bu insanlar büyük kentlerimizde her zaman çok iyi koşullarda yaşadılar ve cumhuriyetimizin güzel günlerinin tüm olanaklarından fazlasıyla yararlandılar.

Bunlar arasında kendini sanatçı sanıp işleri tıkırında gitsin diye siyasetçilerin peşine takılan yalakalar ve dalkavuklar da var. 

Bu kişilik sorunu olan tipleri tarih bir şekilde sayfalarına kaydedecektir.

Her şeye karşın, ''Ben halkım için, onun eğitilmesi ve aydınlanması için varım, beni ben yapan ülkem' diyen gerçek sanatçıları da unutmayalım.

Bunlardan biri şimdi aramızda olmayan 'Gazanfer Özcan'.

Yüreğindeki sanat sevgisiyle tüm engel ve zorluklara karşın yılmadan Anadolu'yu karış karış gezerek tiyatro aşkını halka aşılayan gerçek bir sanatçıydı.

Halk için acı çekmiş ve son yıllarında ödemede zorlandığı bir vergi borcuyla yaşamıştı. Elindeki avcundakini sağlık sorunları için harcayınca vergisini ödeyemez hale düşmüştü.

Öte yandan yolunu, adamını bularak ülkeyi soyanlar, milyon dolar rüşvetleri götürenler ne vergi ne de yaptıklarının hesabını veriyor.

Ancak! Şu bilinsin ki, tarihin silinmeyen örnek sayfaları acı çektirenlere değil, acı çekenlere yer verecek.