DAYANILMAZ ACI

Abone Ol

Bir anı kitabımdaki "Komutanım Bana Gözlerimi Verin!" başlıklı 2003 tarihli yazımda şunları yazmıştım:  
"Gazetede, Gaziler Günü nedeniyle Kara Kuvvetleri Komutanı'nın rehabilitasyon merkezinde PKK terörü sırasında gazi olanları ziyaret ettiği yazıyordu."  
Yazı içeriğinde yer alan resimde ise insana çok büyük acı veren bir manzara mevcuttu. Resim karesi içine giren gencecik askerlerimizin kolu ya da bacağı kopuktu...  
Aslan gibi Türk çocukları, emperyalist güçlerin destek verdiği terör nedeniyle yaşamlarını yitirdi ya da sakat kaldı, gazi oldu.  
Terörde binlerce, on binlerce insanımız, subay, astsubay, er ve polisimiz şehit oldu.  
Birkaç yıl önce yine gazetelerde vicdanları sızlatan bir başka yazı daha yer almıştı.  
Terörle mücadele sırasında ellerini, kollarını, bacaklarını kaybetmiş ve gözleri görmeyen bir asker, kendisini hastanede ziyaret eden Genelkurmay Başkanına;  
'Komutanım, Bana Gözlerimi Verin!' demişti.  
Bu dayanılmaz bir acı mıydı?"  
Annelerin, babaların, gencecik eşlerin, doğmuş çocukların ve doğmamış bebeklerin hiç dinmeyen acıları yanı sıra feryatları nereye konacak?  
Gencecik vatan evladına kolunu, bacağını ve de istediği gözlerini kim geri verebilecek?  
Yıllarca ülkemize büyük kayıplar veren dış güç destekli terör örgütünün demokratikleşme, insan hakları, fikir ve irade özgürlüğü gibi nasıl bir isteği ve sığınağı olabilir?