Vaktin zamanında; Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale: Hayatını bağışlarım ama bir şartım var.. “Kadınlar hayatta en çok ne ister?” budur bilmek istediğim. Bu sorunun yanıtını getir kurtar kelleni, der.
General sorar soruşturur, bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kafdağı’ndaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar:
-Kadınlar hayatta en çok ne ister?
Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur cinsten değil.
-Evlen benimle! O zaman öğrenirsin ancak istediğini.
Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit’e:
“Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister.” der.
Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar; ancak General cadıya da evlenmek için söz vermiştir.
Neyse evlenirler, ilk gece General bir bakar ki, o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş karanlık odada. Konuşur cadı:
-Benim kaderim böyle… Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim. Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım, yoksa sen gündüzleri dışarıdayken mi?
General düşünür:
-Sen bilirsin kararını kendin ver, der.
İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır.
Peki, bu öyküden çıkartılacak 3 ders nedir?
1.Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.
2.Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.
3. İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır:
Hayatınız seçtiğiniz kadındır.
Zevkli bir kadına rastlarsınız zevkiniz, bilge bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız, gelişir.
Hayat kat kattır.Babil’in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır.
Hayatınız seçtiğiniz kadındır.
Işık ve sevgiyle kalın!