40 yıl sonra altınsız Olimpiyat!

Abone Ol

2024 Paris Yaz Olimpiyatları tüm dünyada milyarlarca insan tarafından takip edildi. 100 yıl aradan sonra Paris'te ikinci kez yapılan Yaz Olimpiyat Oyunları özellikle olimpik sporseverlerde büyük heyecan yarattı. Biz de özellikle sporcularımızın yarıştığı bölümleri büyük istek ve heyecanla takip ettik. Filenin Sultanları ile zaman zaman sevindik, zaman zaman üzüldük. Paris'te milli formamızı terleten tüm branşlardaki sporcularımızı tebrik ederek durum analizi yapmaya başlayalım. 40 yıl aradan sonra altın madalya alamadan Paris'ten geri dönmemiz doğal olarak hepimizi üzdü. Muhakkak çok farklı nedenleri var ve bu nedenleri spor bilim adamları detaylı araştırıp ortaya çıkaracaktır. Ama genel anlamda yaşanan başarısızlığı tek başına sportif yarışma sonuçlarına bakarak analiz etmek yanlış olur. Spor politikası denen stratejiyi yeni bir bakış açısıyla değerlendirmek gerekiyor. Size dünyanın hayran olduğu Cep Herkülü Naim Sülaymanoğlu ile ilgili bir not aktarayım. Naim, ortaokul yıllarında keşfedilir. Bulgaristan'da yapılan sporcu testlerinde Naim Süleymanoğlu'nun omuriliğinin normal insanlara göre iki kat daha kalın olduğu tespit edilir. Bu durum Naim'in herkesten daha fazla ağırlık kaldırmasına izin veren durum olacaktır. Bulgaristan spor yöneticileri daha çocukken Naim'i haltere yönlendirir ve bir dünya efsanesi böyle doğar. Bu anekdot bir ülkenin spor politikasının ne olması gerektiğini yeteri kadar anlatmıyor mu?

TÜRKİYE'DE OLİMPİK ANNE BABA YOK!
Türkiye'de olimpik anne ve baba yok. Yani çocuğunu daha ilkokul seviyesinde bir olimpik spora yönlendiren aile sayısı çok az. Ülkede varsa yoksa futbol. Nüfusun büyük bölümü futbola para ödüyor. Bilet alıp stada gidiyor, yayıncı kuruluştan abonelik alıp para ödeyerek televizyonda izliyor. Bunlar olmasın demiyorum ama paranın büyük bölümü burada dönüyor. Yıllarca güreş ve halterde aldığımız altın madalyalar yok olup gittiyse birilerinin oturup düşünmesi gerekiyor. Olimpiyatlarda, 400 metre engellide ülkemizi temsil eden Berke Akçam’ın TRT Spor'a verdiği demeç ülkemizin spor kültürüne dair bir şeyler anlatmıyor mu?: “İstediğim gibi koşamadım ama dediğim gibi, çok heyecanlandım. Böyle atmosferlere alışkın değilim. Ben sadece futbolda böyle oluyor diye biliyordum ama değilmiş. En azından yurtdışında atletizme gerçekten önem veriliyor. Mükemmel bir atmosfer bu.”

Son cümle: "Spor dahil her alanda başarı için istikrar lazım. İstikrarı iyi olan ülkeler altın madalyaları toplayıp evlerine döndüler. Biz de yapabiliriz..."