19 Mayıs ve gençlik!

Abone Ol

Mustafa Kemal Atatürk'ün ulusal kurtuluş savaşı için yola çıktığı büyük tarih 19 Mayıs 1919. Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan Samsun'a gitmesinin üzerinden tam 104 yıl geçti. Bu tarih ülkemizde 1938 yılından bu yana Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanıyor. Bayramın özü aslında Atatürk'ün gençliğe verdiği büyük önem. Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi işte bu yüzden çok önemli. Ben tüm gençlerimizin gençlik ve spor bayramlarını kutluyorum. Rehberimiz yol göstericimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı ve rahmetle anıyorum. Atatürk'ün 1927 yılında yazıp okuduğu o hitabe 2023 Mayıs ayına geldiğimizde daha büyük önem taşımaktadır. Geçen hafta Türkiye için çok önemli bir seçimi geride bıraktık. Meclisi oluşturacak yeni milletvekilleri seçildi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. Benim gördüğüm siyasi tablo şudur. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en aşırı sağ düşünceye sahip meclis bu seçiminde oluştu. Türkiye din ve milliyetçilik üzerinden büyük bir radikalleşmeye gidiyor. Evrensel değerler, kadın ve insan hakları büyük tartışma konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor. Ben böyle bir siyasal ve sosyal ortam içinde Atatürk'ün gençliğe hitabesini her gencin önüne koyarak tekrar tekrar  okumasını tavsiye ediyorum. Acilen, hemen özümseyerek tekrar okuyalım gençler. 

GENÇLİĞE HİTABE!
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Son cümle: "Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Mustafa Kemal Atatürk)